MUSTAFA SOLMAZ
Bütün sosyal teorisine sinmiş olan modernlik evresini “katı modernlik” ve “akışkan modernlik” şeklinde iki ana doğrultuda izah etmeye çalışan Bauman’da bu evrelerden ilki, her şeyin düzenlendiği, katı formların egemen olduğu bir zaman dilimini ifade eder. Katı modernlik kurumsal perspektiflerin, daha sabit formların belirgin olduğu bir dünyayı ifade ederken; akışkan modernlik her türlü sosyal formun, rutinin, sabit davranış kalıplarının gücünü yitirmesini niteler (Başer, 2013: 126). Katı modernlik belirsizliğin en korkulu rüya olduğu bundan dolayı da epistemolojiden ahlaka, siyasete ve bürokrasiye kadar bütün muğlaklıkların izinin silinmeye çalışıldığı bir evreyi ifade ederken; akışkan modernlik belirsizliğin, süreksizliğin artması anlamına gelir. Belirlilik ve düzenliliklerin yerine geçici karşılaşmaların, süreksiz ilişkilerin geçmesini niteler.
Modernliğin katı evresinde geleceği kontrol etmek ve düzenlemek başlıca kaygıyken, akışkan evrendeki temel ilgi uzun vadeli yatırımlardan ve geleceğe yönelik öngörülerden kaçınmaktır (Başer, 2013: 125). Akışkan dünyada bağlar veya bağlanmalar ardıl karşılaşmalardır, kimlikler art arda giyilen maskelerdir, yaşam hikâyeleri ise uçucu anıların bir araya gelmelerinden başka bir şey değildir (Bauman, 2000: 39). İçinden geçmekte olduğumuz gerçeklik dinamik bir şekilde akmakta ve o tıpkı sıvılar gibi durağan kalamamakta, şeklini koruyamamaktadır. İlgilendiğimiz konular ve genel olarak hayallerimiz, korkularımız, imrendiklerimiz, tiksindiklerimiz, ümitlerimiz, endişelerimiz genel olarak tüm bunlar sürekli olarak değişmektedir (Bauman, 2011a: 7). Başka bir ifadeyle “akışkan modernlik” bireylerin davranışlarını, alışkanlıklara ve rutinlere dönüştürme fırsatı dahi bulamadan değiştiren bir toplumdur (Bauman, 2018: 7).
Her şeyin değiştiğini ve kalıcı olanın ortadan kalktığını ifade etmek için Bauman’ın kullanmış olduğu “akışkan modernlik” kavramı, Jacobsen’in ve Marshman’ın da belirttikleri gibi (Jacobsen-Marshman, 2008: 26) Berman’ın “katı olan her şey buharlaşıyor”una benzemektedir. Bauman’dan çok daha öncesinde özellikle Marx ve Engels’in Manifesto’sundan yararlanan Berman katı olanın erime tasavvuru ve diyalektik, yenileyici özyıkım, bağdaşamayan insan, değerlerin başkalaşımı, kaybedilen hale vb. Gibi süreçlerle buharlaştığını belirtir. Ona göre içinden geçmekte olduğumuz gerçeklik, “Geçmişten öylesine koparılmış ve öylesine baş döndürücü bir hızla koşturuyor ki, kök salamıyor; bir günden ertesine ayakta kalabilmekle yetiniyor: Başlangıcına dönemiyor ve böylelikle yenilenme gücünü bulamıyor” (Berman, 2004: 57). Bauman, Berman’dan daha da ileriye gider ve katı olan her şeyin buharlaşmasının modernitenin başlangıçlarında söz konusu olan bir şey olduğunu belirtir. Onun bununla kastettiği şey temelde Manifesto’daki değinilmiş olan burjuva dinamizmiyle ilişkilidir. Burjuva düzeninin ürünü olan modern dünyanın, geleneksel kalıpları eritmesi ve onların yerine daha yenilerinin geçmesidir. Fakat Bauman’a göre akışkan evrende söz konusu olan şey katı modernlikte olduğu gibi değişen bir kalıbın ya da yapının yerine bir başkasının geçmesi değildir. Geçmişteki çözülmüş olan formlar veya yapıların yerini başka katı formlar ya da yapıların almamasıdır (Bauman, 2011b: 11-12). Akışkan modernlik evresinde bireylerin seçimlerini belirleyen yapılardan, rutinlerden ve kabul edilebilir davranış kalıplarından güvence alan kurumlardan oluşan sosyal formlar artık biçimlerini ve varlıklarını uzun süre koruyamazlar. Daha tasarlanmadan çözünürler ve hızlıca erirler (Bauman, 2008: 1).
- Sponsorlarımız -
Bireylerin davranışlarını belirleyen şey artık kurumlar, normlar veya yapılar değildir, bunların yerini “ayartma” almıştır. Bugün kültür yasaklamalardan, normlardan oluşmamaktadır. Kültürlerimiz baştan çıkarmalarla, cazibelerle, ayartmalarla vb. şeylerle işlemektedir. Kültürlerimizin fonksiyonu artık var olan ihtiyaçları tatmin etmek değildir aksine yenilerini üretmektir (Bauman, 2011b: 13, 17). Kapitalizmin koşulları altında bulunan kültürler ancak bu şekilde varlıklarını sürdürebilirler. Sürekli olarak ayartmak zorundadırlar çünkü sistemin işleyişi buna bağlıdır.