ZANYAR DARA-RÖPORTAJ
Şeyh Said’in torunları ikiz kardeşler Dılhad ve Dılşad Fırat’ın kaleme aldığı ‘1926-1935 yılları arasındaki Kürt ailelerin sürgün hayatını’ konu alan “Şin” isimli kitabı kısa bir zaman içerisinde Luvi Yayınları’ndan çıktı.
Kitap; savaş,sürgün ve yaşam arasındaki çaresizliği, umutsuzluğu dile getirmenin dışında, Tarihi Roman olması bakımından da dikat çekicidir. Cumhuriyet Dönemi’nin politikalarının izlerine yer verirken, yurtsuzlaştırmanın, köksüzlestirmenin pratiği olarak, Kürtler’in aristokrat ailelerinin ve aşiretlerinin umut ve acılarına ustaca bir anlatımla yer veriyor.
Romanda dikkat çeken unsurlardan biri de, Şeyh Said Kıyam’ının süreç içerisinde hâlâ devam ettiğini görmekteyiz.Nitekim Cumhuriyet yöneticilerinden Celal Bayar’ın ifadesiyle ”Kürtler’in Dini ve Milli Lideri” Şeyh Ali Rıza’nın Kıyam’ın Liderliğini üstenip, belki de Mahatba Gandi’nin özgürlük yürüyüşünden daha büyük bir mesafe ve çetin yolları da baz alırsak, özgürlüğe giden yolda umutlu çabası Kıyam’a farklı pencereden bakmamıza, düşünmemize kapı aralıyor.
- Sponsorlarımız -
Diğer yandan ise Şîn’in en yürekleri sızlatan diğer tarafı ise, Dılhad ve Dılşad Fırat’ın,2 yaşında sürgüne gönderilen Kürt Bilge Abdülmelik Fırat’ın torunları olmasıdır. Yazılan Romanın güçlü anlatımı belki de buradan gelmektedir.
Dılhad ve Dılşad Fırat’ın bizimle yaptığı röportaj şu şekilde:
Şin’i yazmak için ne kadar bir süre sarfettiniz? Sizi yazmaya teşvik eden neydi?
Şîn’in yazım süreci yaklaşık 5,5 yıl sürdü. Uzun yorucu bir serüvendi. Geçmişle bugün arasında köprü kurmayı hedefleyen bir çaba ile başladı. İçimizdeki tarihi sorumluluk duygusu, bu coğrafyada yaşanan acıların, savaşların ve kültürel travmaların bir sonucu olarak doğmuş bir aileden gelmenin getirdiği ağır bir yükü taşımaktan kaynaklanıyordu. Bu tarihi ağırlığı taşımak, geçmişimizi ve kimliğimizi korumak adına yazmaya yönlendiren en temel sebep oldu. Ancak, bu süreç uluslararası bir anlayışa da evrildi çünkü acılar, savaşlar ve trajediler sadece bir coğrafyaya sınırlı değildir. İnsanlık olarak hep birlikte bu zorluklarla yüzleşiyoruz ve Şîn, bu ortak acıların ve yaşanan travmaların, savaşların sonrası bir anısı olarak uluslararası bir barış mesajını taşımaktadır.
Gerçek bir hikâye olmasından dolayı, beslendiğiniz argümanlar, belgeler nelerdir?
- Sponsorlarımız-
Şîn’in içeriği, belgelere ve tarihi gerçeklere dayanmaktadır. Şeyh Ali Rıza’nın Şeyh Said Efendi’den sonra liderlik ettiği Şeyh Said Kıyamı, ailenin ve Kürt Halkı’nın yaşadığı sürgünler ve tarihsel olaylar, güçlü bir araştırma ve belgeleme sürecinden geçti. Bu süreçte, farklı kaynaklardan elde edilen verilerle, sadece aile içi anılar değil, aynı zamanda dönemin sosyal, siyasi ve kültürel bağlamını anlamaya yönelik çabalarda bulunduk. Bu, romanda anlatılan olaylara daha fazla derinlik ve zenginlik katarak uluslararası bir izleyici kitlesine hitap etmeyi amaçladık. Romanda, Şeyh Ali Rıza’nın ses kaydı gibi önemli belgelerin yanı sıra, Fransız, Türk ve İngiliz arşivlerinden gelen kaynakları da kullanarak araştırmalar yaptık. Bu kaynaklar, o dönemin sosyal, siyasi ve kültürel bağlamını daha iyi anlamamıza yardımcı oldu. Ayrıca, ailenin gerçek yaşantılarına dayandığımız için aile büyüklerimizden alınan aile içi bilgiler de önemli birer kaynaktı.
Romanda gerek aileniz gerekse Kürt tarihindeki simalara değindiniz. Şeyh Ali Rıza’nın etkin bir rolde olduğu kitapta belirgin bir şekilde bahsediliyor. Şeyh Said Kıyam’ındaki rolü ve Kürt Tarihi’ndeki faaliyeti hakkında biraz bahseder misiniz?
Romanda, ailenin büyükleri ve özellikle Şeyh Ali Rıza’nın Şeyh Said Kıyam’ındaki rolü, sadece bir tarihi olayın liderliği değil, aynı zamanda insanlık, hoşgörü ve barış için bir ilham kaynağı olmuştur. Şeyh Ali Rıza’nın liderliğindeki hareket, sadece etnik bir kimlik mücadelesi değil, aynı zamanda insan hakları, özgürlük ve adalete duyulan bir özlemi simgeliyor. Bu unsurlar, uluslararası bir perspektiften bakıldığında, dünya genelinde barış ve eşitlik arayışının bir parçası haline gelir.
- Advertisement -
Öteki Edebiyatı’n yansıması olması bakımından Şîn romanı, ötekiler için nasıl bir mesaj uyandırıyor?
Evet. Şîn, ötekiler için bir mesaj içermektedir. Çünkü içinde barındırdığı acılar, mücadeleler ve insanlık durumu, sadece Kürt halkının değil, tüm insanlığın ortak hikayesidir. Bu roman, etnik, dini veya kültürel farklılıkları bir kenara bırakarak insanların birbirlerine daha anlayışlı ve saygılı bir şekilde yaklaşmalarını teşvik eder. Uluslararası barışın temelinde, farklılıklarımızı kucaklayarak bir arada yaşama iradesi yatar. Şîn ötekinin de ötekisi olan bizlerin hikayesidir. Bu kavramı kullanırken kast ettiğim anlam şudur; bizleri dışardan görenlerin gözünde ötekiyiz bunu kabul edebiliriz. Ama bizimle beraber öteki olarak görülen grupların içinde de öteki, ayrıksı duruyoruz, bunu söylemek istiyorum.
Romandaki betimlemeler, olay kurgusu, yaşanmışlıklar ve metaforlar, Tolstoy gibi dev kalemin eseri gibi yankı uyandırdı bende. Bu kadar güçlü bir metin yazmayı nasıl başardınız?
Romandaki güçlü metin, detaylı betimlemeler, duygu yüklü diyaloglar ve yaşanmışlıkların içsel derinliğini vurgulamak adına özenle seçilmiş metaforlarla şekillenmiştir. Bu unsurlar, insanların duygusal bir bağ kurmalarını sağlar ve okuyucuları sadece tarihi bir olaya değil, aynı zamanda insanın iç dünyasına yönlendirir. Dünya çapındaki okuyucuların bu evrensel duygularla kendilerini ifade etmelerini ve başka topluluklara empati göstermelerini amaçladık.
Son olarak kitapta bahsedilen sürgüne 2 yaşında gönderilen dedeniz Abdülmelik Fırat’ın bu savaş, yaşam ve ölüm arasındaki serüvenine ait mesajı, nasihati sizlere neydi?
Şeyh Said Kıyam’ında sürgüne gönderilen dedemiz Abdülmelik Fırat’ın yaşam serüveni, insanlığın karşılaştığı zorluklar ve acılar karşısında direncini ve umudunu koruma mesajını taşır. Onun mesajı zulme karşı direniş ve baş kaldırıyı amaçlarken, barıştan yana konuşmaktı, yapılan zulmü unutmadan, kabul etmeden, barışı istemekti, bu bir bilgenin öğretisiydi ve soyumuzdan bize geçen mesajdı. Bu yaşam hikayesi, geçmişin izlerinden ders çıkararak insanların birbirlerine daha anlayışlı ve saygılı bir şekilde yaklaşmalarının önemini vurgular. Uluslararası barışın temelinde, tarihsel deneyimlerden çıkarılan bu mesaj, gelecek nesillere daha adil ve eşit bir dünya inşa etme sorumluluğunu hatırlatır. Bu mesajı inşa etmekte tarihimizi, hikayelerimizi, acılarımızı bilmekten ve kabullenip cevap vermekten geçer, diyalogdan geçer.
KİTAP TEMİN ADRESİ: