ALPER ÇADIROĞLU
Kuantum, insan zihninin düşünemediği (düşünemeyeceği) tek şeydir. Bu yüzden “en büyük” şey olmalı. Kuantum normalde atom altı parçacık fiziği demek, ama dünyası bambaşka. Heisenberg Belirsizlik ilkesinde bir parçacığın konumunu ölçersek hızı kayboluyor, hızını ölçersek konumu kayboluyor. Parçacık demek, proton, nötron, elektron, foton vb. Ölçtüğümüzde (laboratuvarda enerjilerle kıstırdığımızda) parçacık “görünür” olup bir noktaya çöküyor ama ölçmediğimizde (dikkat) evrenin her yerinde (evet, evrenin her noktasında).
Paralel evrenler kuantumun olmasına bağlı, kuantum ölçüm problemi dolayısıyla paralel evrenler var. Ölçtüğümüzde çöken parçacığın diğer olasılıkları nereye gidiyor, yani zarı attığımızda 2 gelse diğer olasılıklar nereye gidiyor, paralel evrenlere. Sonsuz sayıda evren var. Çoklu evrenlerde bizim evrene benzemeyen evrenler var.
Bu evrenin tasarlanması “imkansız”. Bunu ben değil, 30 küsür yıl CERN deneylerinde profesörlük yapmış olan Kerem Cankoçak söylüyor ve bu kanıtlanmış bir şey. Yani bu evrenin bir “güç” tarafından tasarlanarak oluşturulması imkansız. Bu evren kendiliğinden “kuantum”dan oluştu. Bu kadar basit. Sonsuz sayıda evren var. Her olasılığın olduğu evren var.
- Sponsorlarımız -
Determinizm konusuna gelirsek. Makroda sebep-sonuç var, mikroda (kuantumda) yok. Yani temelde tesadüf var ama makroda (molekül üstünde) sebep-sonuç var. Bu noktada ne tesadüf ne de determinizm vardır diyebiliriz belki de.
Evren nasıl oluştu ve sonsuz tane evren nasıl oluştu? Sıfır boyutlardan. Süper Sicim M-Kuramı Nobel ödülü almış ve matematikte kanıtlanmıştır. Bu kurama göre bu evren ve sonsuz sayıda evren sıfır boyutlardan oluşabilir (oluşur). 4 temel kuvvet (güçlü, zayıf, elektromanyetik ve kütle çekimi) 1 boyutlu sicimlerin farklı titreşimleri olup, bunlar da sıfır boyutların matrisidir (konfigürasyonudur).