HALUK AŞAR
Spinoza kendinden önceki felsefelerin (Ortaçağ ve Descartes anlamında) aksine Tanrı’nın bir yaratıcı güç olmadığını onun içkin bir neden olduğunu savunan bir görüşle felsefesini oluşturmuştur. Descartes’ta bulunan ve birbirine indirgenemeyen iki sonsuz (madde ve ruh) ve bir sonlu töz (Tanrı) anlayışına karşılık Spinoza’ya göre, evrende tek töz vardır ve ona göre töz “kendi başına var olan ve kendisi ile tasarlanan, yani kendisini teşkil edecek hiçbir fikrin yardımı olmaksızın hakkında fikir edindiğimiz şeydir.”Spinoza, tözün özü olarak algıladığımız şeylere sıfat (attribut), başka bir şey yardımıyla tasarladığımız şeye ise tavır (modus) demektedir. Evrende tek bir töz olmasının nedeni ise var olan her şeyin kendinde veya başka bir şeyde var olmasından kaynaklanır ve sadece Tanrı kendi kendisinin nedeni (causam sui) olduğu için ondan başka töz var değildir. Eğer başka bir töz daha olmuş olsaydı o da bir tözden meydana gelmiş olacaktı, ki bu mümkün değildir. Çünkü Spinoza’ya göre her nedenden zorunlu olarak bir eser meydana gelir dolayısıyla bu evrenin iki nedeni olamaz ve aynı zamanda bir töz başka bir tözü meydana getirseydi tözlerden biri ötekinin eseri olunca ancak nedenin bilgisi aracılığı ile kavranacak dolayısıyla töz (kendi başına var olan) olmaktan çıkacaktır. Bu anlamda Tanrı’dan başka bir töz olamaz. Çünkü “Mutlak olarak sonsuz bir varlığa, yani sonsuz sıfatları olup başsız ve sonsuz (ezeli) özü bu sonsuz sıfatlardan her biriyle ifade edilmiş olan cevhere Tanrı diyorum.
Spinoza, felsefesinde evreni kurarken Tanrı’yı ilk neden olarak görmüş diğer her şeyi ondan çıkartmıştır. Çünkü ona göre Tanrı var olan biricik cevherdir ve var olduğunu gördüğümüz hiçbir şey cevher olmadığı için var olan her şey Tanrı’sız ne var olabilmekte ne de tasarlanabilmektedir. Ona göre var olan her şey ve aklın hayal edemeyeceği sonsuz tavırlar Tanrı’nın tabiatının zorunluluğundan ortaya çıkmıştır. Buradan anlaşılacağı üzere Tanrı her şeyin içkin nedenidir. Tanrı’nın dışında kendiliğinden var olan bir şey yoktur. Spinoza’ya göre Tanrı zorunlu olarak var olduğundan aynı zamanda o ezelidir. Tanrı’nın varlığının ezeli olması ise onun varlığını oluşturan özün yani sıfatların da ezeli olmasını gerektirir. Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki, eğer Tanrı şeylerin varlığının nedeni (causa esendi rerum) ve bu evren Tanrı’dan, Tanrı’nın sıfatlarından ibaretse ve aynı zamanda Tanrı’nın varlığı ve özü bir ve aynı şey ise yani ikisi de ezeli ise “Alemde yayılmış bütün tikel şeyler, Tanrı’nın sıfatlarının duygulanışlarından ya da Tanrı’nın sıfatlarını filan ve filan belirli tarzda ifade eden tavırlardan başka bir şey değildirler.”
Buraya kadar Spinoza’nın Tanrı hakkındaki görüşleri ele alındı. Kısaca değinilecek olursa: Ona göre, Tanrı zorunlu olarak vardır, tektir, kendi tabiatının zorunluluğu ile etki eder, her şeyin özgür nedenidir, onsuz hiçbir şey var olmaz veya tasarlanamaz. Ancak şunu belirtmedik, Tanrı bütün bunları özgür iradesi ile mi gerçekleştirmektedir? Spinoza’ya göre kesinlikle hayır. Çünkü Tanrı’da özgür irade yoktur, Tanrı sonsuz gücünün bir sonucu olarak her şeyi zorunlulukla gerektirmiştir. Eğer ki Tanrı’da özgür irade yoksa bunun sonucu (ki evrende tözden ve onun tavırlarından başka bir şey yoktur) olarak evrende bir özgür iradenin olması imkansızdır.
- Sponsorlarımız -
Bunu daha iyi anlayabilmek için Spinoza’nın yaratıcı tabiat (Nature Naturente) ve yaratılmış tabiat (Nature Naturee) ayrımına bakmak gerekmektedir. Spinoza’ya göre yaratıcı tabiat kendi başına var olan ve kendi başına tasarlanan şeydir. Yaratılmış tabiat ise Tanrı’nın sıfatlarının bütün tavırlarının zorunluluğundan çıkmış olan şeydir. Spinoza’ya göre, yaratıcı tabiat derken anlamamız gereken Tanrı veya Tanrı’nın sonsuz sıfatları iken; fiil halinde zihin (fiil halinde çünkü bilme etkisinde anlamında) ve irade yaratılmış tabiattandırlar. Çünkü onlar düşüncenin (sıfat) bir tavrından ibarettirler. Bu bakımdan sonlu ya da sonsuz bir irade, kendisinin var olması ve bir eser meydana getirmesi için bir nedene ihtiyaç duyar ve böylece, ona özgür denemez, yalnızca zorunlu ve zorlama neden denir. Böylece Tanrı’nın özgür irade ile meydana getirmediği ortaya konmuş oldu. Çünkü iradenin var olması için bir nedene ihtiyacı vardır. Bu anlamda evrende her şey Tanrı’dan bir zorunlulukla çıkmıştır ve şeyler meydana geldiklerinden başka türlü olamazlar. Çünkü onlar önceden Tanrı tarafından böyle gerektirilmişlerdir.
Spinoza’da, Tanrı’nın yarattıklarını yaratmamada ya da yarattıklarından başka bir şey yaratmada özgür olmadığını gördük. Bu nedenle Tanrı özgür irade ile eylemeyez ancak Tanrı’nın varlığını belirleyen hiçbir dışsal neden olmadığı için Tanrı özgürdür diyebiliriz. Spinoza felsefesinde Tanrı çok önemli yer tutmaktadır ancak yaratıcı bir Tanrı’nın ve mucizelerin olmadığını savunması onun Yahudilikten aforoz edilmesine yol açmıştır. Ayrıca bu düşüncelerinden dolayı Hristiyanlar da ondan nefret etmişlerdir.