İbrahim ÇAPAK-Prof.Dr. Sakarya Ünv. İlahiyat Fak. Mantık Anabilim Dal
Süryanilerde Mantık
Süryaniler, daha çok dinî meseleler sebebiyle felsefe ile ilgilenmiş ve özelikle mantığa çok önem vererek ona dair birçok inceleme, şerh ve tercüme yapmışlardır. Onların yaptığı mantık çalışmaları sadece orijinal olmaları bakımından değil, miladi sekizinci asırda Müslümanlara Aristoteles mantığını öğretmeleri bakımından da önemlidir (Keklik, 1969, s.19).
Bugünkü Suriye ve Anadolu topraklarında birçok felsefe okulu kurulmuştur. Bunların en meşhurları Urfa, Cündişapur, Antakya, Nusaybin, Kınnisrîn okullarıdır. Urfa şehri, uzun müddet Arami kültürünün merkezi olarak kalmış, burada büyük bir felsefe ve ilim akademisi kurulmuştur. Miladi ikinci asırdan itibaren Urfa‘da ilahiyatın bir dalı olarak kabul edilen felsefe, resmen öğretilmeye başlanmıştır. Bu şehirde birçok Hristiyan mezhebinin ortaya çıkmasıyla, felsefeye dair ilgiler de artmıştır. Mesela, Nastorius‘un kurduğu ‗Nasturi mezhebi‘, Urfa‘da Peripathos (Meşşai) felsefesinin yayılmasında çok etkili olmuştur. Bu nedenle Yunan felsefesi, en önemli taraftarlarını Nasturiler arasında bulmuştur. Nasturiler, bir savunma aracı olarak aldıkları Aristoteles mantığının özellikle ilk kısımlarıyla ilgilenmişlerdir. Çünkü kilise, bütün Aristoteles mantığına değil sadece Kategoriler, Peri-ermeneias ve Birinci Analitikler’in yedinci bölümüne kadar olan konularına izin vermiştir.
Süryaniler miladi 2. ve 3. asırlarda Grekçeyi mükemmel bir şekilde öğrenmişler ve bu sebeple okudukları eserleri kendi dilleri olan Süryaniceye tercüme etme ihtiyacı duymamışlardır. Miladi 4. asırda Süryaniler arasında Grekçe, mecburi öğretim ve ilim dili haline gelmiştir. Felsefe alanında da en başta Organon olmak üzere Aristoteles‘in De Anima ve Metafizika gibi eserleri okutulmuştur. Eski çağ mantığından Süryaniceye ilk tercümeler miladi beşinci asrın son yarısında başlamıştır (Keklik, 1969, s.20-21; Efram, 2007, s.162). Bu tercüme faaliyetleri 6. asırda daha da hızlanmıştır. Bu devirde mantık sahasında başlıca Raşaynalı Sergius, Paulus Persa ve Ahudemmeh gibi âlimler zikredilebilir.
Süryani edebiyatının en parlak dönemini oluşturan 7. asırda Sever Sebokt (ö. 667), Baladlı Atanasyus (ö. 696), Yakup el-Ruhâvî (Jaques d’Edesse) (633-708) ve Georgios (ö. 724) mantık hakkında ciddi inceleme ve tercümeler ortaya koymuşlardır. 8. yüzyıldan önce Süryani edebiyatı, İslam tesirlerinden nispeten müstakil olarak gelişmiştir. Fakat 8. asırdan itibaren İslam nüfuzunun etkileri açık bir şekilde ortaya çıkmış ve bu asırdan itibaren Süryaniler daha çok Müslümanların hizmetinde, varisi oldukları Yunan ilim ve felsefesini 8-10. asırlar arasında Arapçaya tercüme etmişlerdir. Ancak İslam nüfuzuna rağmen Süryani dilindeki yazı faaliyeti durmamıştır. 8-12. ve hatta 13. asra kadar Süryani âlimleri bu dilde eserler vermeye devam etmişlerdir.
- Sponsorlarımız -
Süryani edebiyatında 8. asır istila sebepleriyle bir duraklama dönemi yaşarken 9. asır, Süryani edebiyatının tekrar canlandığı dönemdir. Bu dönemde Yahya el-Mervezî (Merv‘li Zacharie) ve Huneyn b. İshak (ö. 873) mantık ve felsefe konusunda tercümeler yapmakla İslam felsefesinin ortaya çıkmasında etkili olmuşlardır. Ayrıca İbas (Dehna), Moise Bar Kepha (813 – 903 ?) gibi düşünürler de mantıkla ilgili göz ardı edilemeyecek çalışmalar yapmışlardır. Söz konusu her iki bilgin de Diyalektik ile ilgili önemli çalışmalar yapmışlardır (Keklik, 1969, s.30-31; Ülken, 1997, s.61 vd.). Burada dikkat çekici olan nokta bu döneme kadar diyalektikle ilgili çalışmaların yapılmamasıdır.
Süryani edebiyatındaki yazarların azaldığı bir dönem olmakla birlikte 10. asırda da önemli Süryani bilginleri yetişmiştir. Bu dönemin dikkat çekici simalarından biri olan Bazoud (veya Abzoud) Tariflere Dair adında mantıkla ilgili önemli bir eser yazmıştır. Periermeneias‘ın bazı kısımları ile ilgili olan bu kitaptan birkaç parça zamanımıza kadar gelmiştir. Nasturi âlimlerinden biri olan Bazoud eserinde mantık terimlerinin bir tasnifini de yapmıştır. Bu dönemde Yahya b. Adî (ö. 975), Ebû Ali İbn Zur‗a (ö. 973), Hasan b. Suvâr b. el-Hammâr (942—?), İbrahim b. Abdillâh (ö. ?) ve Ebû Bişr Mettâ (ö. 940) gibi âlimler yetişmiştir.
Süryanilerde Mantık Külliyatı
Süryaniler Aristoteles‘in ortaya koyduğu mantık külliyatı ile ilgili birçok çalışma yapmışlardır. Hem Süryanilerde hem de İslam dünyasında mantık külliyatı temelde Aristoteles‘in oluşturduğu şekilde olmuştur. Süryanilerin mantık külliyatını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- İsagoci: Bu eser Porphyrios (ö. 304) tarafından Aristoteles‘in Kategorileri‘ne bir giriş olarak onları açıklamak amacıyla yazılmıştır. İsagoci; Probus, Sergius, Paulus Persa, Atanasyus, Bar Hebraeus gibi Süryani âlimlerce şerh veya tercüme edilmiştir (Keklik, 1969, s.33; Porphyrios, 1986, s.31; Çapak, 2011, s.33-34). Porphyrios‘un İsagoci adlı eseri ilk defa İbas tarafından tercüme edilmiştir. Basit bir dille yazılmış olan bu çalışma cins, tür, ayrım, özellik ve araz olmak üzere beş tümel terimin açıklamasını konu edinmektedir (Efram, 2007, s.51; Hayes, 2005, s.174-175).
- Kategoriler: On kategorinin incelendiği Aristoteles‘in Organon’unda yer alan ilk kitaptır. Bu eser de Paulus, Sergius, Yakup el-Ruhâvî, Georgius, David ve Bar Hebraeus tarafından tercüme veya şerh edilmiştir.
- Peri-ermenieas: Önerme konusunun ele alındığı bu eser İbas, Probus, Sergius, Paulus Persa, Sever Sebokt, Georgias, Abraham ve Bar Hebraeus gibi bilginler taraflarından incelenmiştir.
- Birinci Analitikler: Kıyas konusunun ele alındığı Birinci Analitikler Probus, Sever Sebokt, Atanasyus, Georgios, Henanjesu ve Bar Hebraeus taraflarından inceleme konusu yapılmıştır.
- İkinci Analitikler: Burhan yani kesin sonuç veren akıl yürütmeleri konu edinen bu eser, sadece 13. yüzyıl Süryani âlimlerinden olan Bar Hebraeus tarafından ele alınmıştır. Bilindiği kadarıyla İslam‘dan önceki Süryani bilginlerden bu kitap hakkında eser yazan olmamıştır (Keklik, 1969, s.33).
- Topika (Diyalektika): Cedel konusunun ele alındığı bu eser, Probus, Paulus Persa, Mar Aba II, İbas (Dehna), Moise bar Kepha, Bar Salibi ve Bar Hebraeus tarafından incelenmiştir. Bu eser, bilindiği kadarıyla İslam öncesi dönemde sadece Probus ve Paulus Persa tarafından ele alınmıştır. Asıl Diyalektika çalışmaları ise şerh ve tercüme olarak İslam sonrası Süryani edebiyatında yapılmıştır.
- Sofistika: Yanıltıcı bilgilerden sonuç elde etmeyi konu edinen Sofistika, Aristoteles‘in Organon‘unun en son kısmını oluşturmaktadır. İslam öncesi devirlerde bu eser tercüme veya şerh yapılmamıştır.
- Retorika: Güzel konuşma ve ikna etme sanatını ele alan Retorika, Aristoteles‘in Organon‘undan ayrı olarak yazılmış bir eserdir. Retorika ve bunu takip eden Poetika kitapları eski Süryaniler tarafından Aristoteles felsefesinin bir parçası olarak kabul edildiği için önemsenmiştir. Yukarıda da ifade edildiği gibi son Grek şârihleri bu iki kitabı mantığa dâhil etmişlerdir. Hatta bu hususta bizzat Aristoteles‘e dayanmışlardır. Çünkü Aristoteles, Retorika‘yı Dialektika’nın bir tamamlayıcısı olarak düşünmüştür. Bu eser, Süryanilerde Sever Sebokt ve Bar Hebraeus tarafından incelenmiştir.
- Poetika: Şiiri, bilgilerden hareketle sonuca varmayı konu edinen bu eser de İslam öncesi Süryanilerinde tercüme veya şerh edilmemiştir. Ancak İslam sonrası Süryani edebiyatında Sever Bar Şakko (?) ve Bar Hebraeus buna dair eser yazmışlardır. (Keklik, 1969, s.34; Ülken, 1997, s.71).
Süryaniler 5. asrın ikinci yarısından başlayarak mantığa dair gerek türcüme ve gerekse şerh olarak birçok eser yazmışlardır. Yunanca bilimsel ve felsefi eserlerin büyük kısmı esasen dokuzuncu yüzyılda Abbasi çeviri hareketinin bir parçası olarak Süryaniceye çevrilmiştir. 13. asra kadar devam eden mantık çalışmalarında Süryani dilindeki mantık çalışmaları 5-7. asırlar arasında İsagoci, Kategoriler, Peri-ermeneias ve Birinci Analitikler ile sınırlı kalmıştır (Keklik, 1969, s.35; Ülken, 1997, s.50; Gutas, 2003, s.33). Bunu takip eden 8 ve 13. asırlar arasında ise söz konusu kitapların yanı sıra Diyalektika, Sofistika, Retorika ve Poetika gibi Aristoteles mantığının son kitapları üzerinde durulmuştur. Renan ve Steinschneider‘in dikkat çektikleri gibi Süryaniler söz konusu ilk dönemde mantık araştırma ve tedrisatını, İsagoci ve Kategoriler’den Birinci Analitikler‘in 7. faslına kadar yapmışlardır. Buna örnek olarak Probus, Sever Sebokt ve Georgios zikredilebilir. Bu dönemde en çok işlenen ve meşhur olan kitaplar, Kategoriler ve Peri-ermeneias kitaplarıdır. Birinci Analitikler çok az ilgi görmüş, İkinci Analitikler ise neredeyse hiç ilgi görmemiştir. Ancak Organon tercümesinin ilk dönem Süryani âlimlerine isnat edilmesine bakılırsa Süryanilerin bütün Organon‘dan haberdar oldukları söylenebilir.
Konu ile ilgili olarak Arap bibliyografyacılarından İbn Ebî Useybia (ö. miladi 1270), Uyûnu’l-Enbâ’ fî tabakâti’l-etibbâ adlı eserinde şu bilgilere yer vermektedir: ―Hristiyan başpiskoposları toplanarak mantık ve felsefe konusunda hangi meselelere kadar gitmek lazım geldiğini aralarında kararlaştırdılar. Buna göre mantıkta hakikat figürleri‘ne kadar olan kısımlar (I. Analitikler) kabul edilmişti. Çünkü buraya kadar olan mantık, Hristiyanlığın savunması ve hatta yayılması için faydalı görülmüş, fakat bundan sonraki mantık kitaplarının Hristiyanlık inançlarına zararlı olacağı üzerinde ittifak edilmişti. (Keklik, 1969, s.35).
- Sponsorlarımız-
Kaynak:DergiPark