NURAY MERCAN
Bir kuram olmasının yanında yepyeni bir paradigmanın öncüsü konumundaki kaos teorisi, iş dünyası ve işletmeler için yepyeni bakış açılarını ve fırsatları gündeme getirmektedir. Değişimin an mertebesine geldiği ve kaçınılmaz olduğu acımasız rekabet ortamının hâkim olduğu iş dünyası, küreselleşmenin etkisi ile zaman ve mekan ayrımının ortadan kalkmasıyla bambaşka ve zorlu bir aşamaya geçmiştir. Bu yeni koşullanmaları gerektirecektir. Kaos teorisi gerek kapsam gerekse derinliğiyle bu ihtiyacı karşılayacak sağlam bir seçenek olarak görülmektedir (Taşçı ve Koç, 2006: 151). Kaosun bilimdeki tanımı ise; fizik ve matematik disiplinlerinden gelmektedir. Bu disiplinlere göre kaos; bir sistemde doğan periyodik olmayan, kestirilemeyen ve başlangıç şartlarına hassas bağlılık gösteren davranıştır (Singh Vd., 2002). Ancak, burada kestirilemez olanın, davranışın bileşenleri arasındaki etkileşimlerle ilgili olduğunu eklemek gerekir. Kaos yaklaşımı, Newton’ın “saat gibi işleyen evren”ini, her şeyin belirli ve tahmin edilebilir olduğu görüşünü reddetmiştir. Kaos Yaklaşımı’na göre, varlıkların ve yasaların basit, tahmin edilebilir bir kümesi; karmaşık ve kestirilemeyen bir sonuca sahip olabilir. Bunun örnekleri; hava durumu, borsa, damlayan bir musluğun zamanlaması olarak gösterilebilir. Başlangıç şartlarına hassas bağlılık, herhangi bir olayın gelişimi ve sonucunun, o olayın başlangıç şartlarına son derece hassas olarak bağlı olmasını ifade eder (Koçel, 2003).
Kaos kuramı ve teorisi ile ilgili her şey ilk olarak 19 yy. Sonlarında Fransız matematikçi Jules Henri Poincare’ninçalışmaları ile başlamıştır. Dinamik sistemler üzerinde çalışmış olan tüm klasik fizikçi ve matematikçiler arasında kaos kuramını en iyi anlayan Poincare olmuştur. Poincare“Bilim ve Yöntemler” adlı eserinde çok değişkenli sistemlerin kalıcı çözümlerinin sonsuz bir şekilde sürebilen oynak bir durum olacağını ve bunlardan sonra sistemlerde geleceğin tahminine izin vermeyeceğini ifade eder (Latif, 2002: 126). Her ne kadar kaos kuram ve teorisinin babası olarak J. HenriPincare kabul edilse de teoriye en önemli katkıyı 1960 yılında M.I.T. meteoroloji profesörü olan Edward Lorenz yapmıştır. Lorenz basit hava tahmin raporu hazırlayabilmek için bilgisayarına veriler girmekte ve sonuçta bulduğu sıcaklık değerlerini grafikle göstermekteydi. Lorenz tesadüf eseri geçmiş olduğu sıcaklık değerlerini en hassas termometrenin dahi algılayamayacağı düzeyde ufak oranlarda yükselterek fonksiyonu tekrar çalıştırıldığında fonksiyonların grafiklerde herhangi bir fark oluşturulmasını beklerken sonuçta ortaya bambaşka fonksiyonların çıktığını gördü. Grafiklerin uzun dönemde tıpkı bir kelebeğe benzer desene neden olduğunu gözlemledi. Lorenz’in bu sonuçtan çıkardığı yorum doğru ve güvenilir bir uzun vadeli hava tahmininin kaotik davranışı nedeniyle belli bir süreyi aşamayacağı bu nedenle periyodik olmayan davranış özellikleri gösteren hiçbir sistemde öngörü yapm anın mümkün olmadığı şeklindedir (Öge, 2005: 288).
Kaos teoremi yapısal olarak bir fizik teorisi ya da matematiksel tümevarım değildir. Fiziksel gerçeklik parçalarının bir bütün olarak eğilimini açıklamaya yarayan bir yöntemdir. Bir sigara dumanının havada yaptığı şekiller tamamen düzensiz ve bağımsız rastlantıların ürünü olarak görülebilir. Ancak teorik bir fizikçi dumanın bu dinamiğinin aslında ortamdaki bir çok parametre ve etken ile belirlendiği görüşündedir. Bu girdiler o kadar çoktur ve o kadar değişkendir ki incelemek ve net bir kanıya varmak imkânsızdır. Parametrelerin bu denli değişken olması aslında o parametlerin de bir çıktı olmasından kaynaklanır. Dumanın hareketine neden olan hafif hava akımı aslında odanın başka bir yerinde bir sıcaklık değişikliği ve basınç farkının neden olduğu bir hareketidir. Ayrıca dumanın dinamiğini etkileyen girdiler birbirine bağlı olabilir ki, bu durumu tam anlamıyla içinden çıkılmaz hale sokar. Birçok farklı girdinin sürekli değişerek fiziksel değişimler oluşturması ve bu değişimlerin farklı düzenler oluşturması, yine kendini etkilemesi insan zekasının ve günümüzdeki gözlem ve bilimsel tahmin yeteneklerinin çok üstünde olmasından dolayı Kaos olarak nitelendirilebilinir (Kendirli, 2006: 173).
- Sponsorlarımız -
Bu kavram genellikle “kelebek etkisi” olarak bilinir. Meteorolog Edward Lorenz, bu durumu şu şekilde tarif etmiştir: “Brezilya’daki bir kelebeğin kanatlarını çırpması, Teksas’ta bir kasırganın kopmasına neden olur” (Gleick, 2000). Günümüz ekonomik kriz ortamında Amerikan Merkez bankası FED’in para basması yani ortama likitide sunması veya sunmaması zaman içinde Avrupa’da siyasi, sosyal, politik fırtınalara yol açmasına neden olmaktadır. 20. Yy’ınbaşlarında Henri Poincare, “ilk durumdaki büyük değişikliğin nihai fenomende büyük değişikliklere yol açabileceğini” söylemiştir. “Birincisindeki küçük bir hata, sonuncusunda büyük bir hataya yol açacaktır. Öngörüde bulunmak da imkansız hale gelecektir.” (Horgan, 2003) Küçük farklılıkların birikmiş sonucu, başlangıç noktalarında tamamen aynı olan iki başlangıç koşulunun birbirlerinden giderek daha çok uzaklaşmalarıdır (Marshall vd., 2003).
Kaos teorisinin temel özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanabilinir (Kendirli, 2006: 173):
1) Düzen düzensizliği oluşturabilir.
2) Düzensizliğin içinde bir düzen vardır.
3) Düzen düzensizlikten doğar.
- Sponsorlarımız-
4) Yeni düzende uzlaşma ve bağlılık değişiminin ardından çok kısa süreli olarak kendini gösterir.
5) Ulaşılan yeni düzen kendiliğinden örgütlenen bir süreç vasıtasıyla kestirilemez bir yöne doğru gelişir.