İHSAN BARAN
Anadolu insanı kalp ve düşün dünyasını aydınlatan tarihi kişiliklerin değerini günün egemeni’nin zorba davranışı doğrultusunda ya yeterince anlamamış ya da yanlış veya eksik anlamıştır. Doğal olarak da o değerleri, yaşadığı dönemde ya baş tacı etmiş, saraylarda ağırlamış, değerli hediyelere boğmuş ya da zulüm celladının keskin kılıcına boynunu yiğitçe uzatmasını izlemiştir gözleri yaşlı.
Bu kişiler bazılarınca ermiş mertebesine yükseltilmiş, eller etekler öpülmüş, şefaat dilenilmiş, bazılarınca da bir söz ustası veya gönül ehli bir derviş, hak aşığı bir gezgin dahası bir mecnun, bir meczup olarak görülmüş, unutulup gitmiştir. Gerek yaşadıkları zamanda gerek günümüzde çok az kişi bu insanların gerçek değerini anlamış ve gereken özeni gösterebilmiştir.
Oysa karanlık bir gecede gökyüzünü boydan boya kuşatan soluk ışıkları ile Dünya’mızı aydınlatmaya çalışan kâh görünüp kâh kaybolan yıldızlar gibidirler bu kişiler. Bin yılda bir görünür, bin yılda bir tanınırlar. Yaşam biçimleri, inançları ve davranışları ile mazlum halkların gönlünde yer alırlar. Yar olurlar, yaran olurlar.
- Sponsorlarımız -
Boş söz söylemek ağır gelir onlara, boş kelam etmezler. Ettikleri her kelâm bin sır taşır, bin bir ağır mana taşır ki; değme mizan, değme terazi hesabını yapamaz, bu yükü tartamaz. Her sözü gök mavisi deniz diplerinden çıkarılan bir gevherdir, bir dür’dür anlayana…
Atlas ipliklerle, altın iğnelerle, kalplere, gönüllere, dimağlara ince ince işlenmiş, dokunmuş bu kelamları ne almaya ne de satmaya ne kervan yükleri ne Karun’un hazineleri ne de Süleyman’ın mülkü yeterli gelmez.
Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
- Sponsorlarımız-
Şöyle garip bencileyin.
Evet, sözün ve deyişin Pirinden söz ediyorum. Varlık ve düşün deryasının gönül eri, en dar zamanda sözünü de, gözünü de, canını da doğru bildiği yolda sakınmayan birinden, Taptuk Emre Ocağı erlerinden, koca Yunus’tan, Yunus Emre’den söz ediyorum.
Meni mende demen,
- Advertisement -
Mende değilem,
Bir men vardır mende,
Menden içerü.
Bir kitap geçti elime. Cumadan az evvel, Perşembeden az sonra. Bir sahne oyunu olarak yazılmış. Ancak araya Yunus’tan şiirlerle beslenmiş bir kitap. İnsanı saran kavrayan, sıcacık bir anlatımla oldukça da, içtenlikle yazılmış. Okurken gürül gürül sesi ile Yunus’u yanımda hissetim adeta. Kalkıp yerden selamlayasım geldi. Belleğine, diline, yüreğine, kalemine sağlık sevgili kardeşim Emin Keşmer. Bize Yunus’u yeniden tanıttığın, yeniden hatırlattığın için sana minnet duyuyoruz.