MHP ve CHP: Farklı Renkler, Aynı Zihniyet

SÜLEYMAN KOÇAK

Güncel siyasi tartışmalar, özellikle de CHP ve MHP’nin Kürt halkına yönelik tutumları, Türkiye’nin demokratikleşme ve eşitlik mücadelesinde ciddi sorunlar olduğunu gözler önüne seriyor. Meydanlarda alkışlarla desteklenen söylemler, Doğu ve Batı arasındaki ayrımcı uygulamalar ve devlet şiddetinin sürekliliği, Kürt halkının yaşadığı sistematik baskıyı bir kez daha hatırlatıyor.  

CHP’nin Kürt Düşmanlığı: “Aynı Kaptan Su içtikleri anlaşılıyor.

CHP’lilerin alkışları arasında yükselen milliyetçi söylemler, partinin Kürt meselesine yaklaşımının aslında MHP’den çok da farklı olmadığını gösteriyor. Tarihsel olarak CHP, Kürt kimliğini yok sayan, asimilasyoncu politikaların mimarı olmuştur. Bugün de “ulusal birlik” adı altında Kürtlerin hak taleplerini “bölücülük” olarak niteleyen anlayış, CHP tabanında karşılık buluyor.  Mahsur Yavaş’ın “Doğu’da polislerin bir partinin etkinliğinde çocuklara pamuk şeker dağıtılırken, Türk çocuklarına gaz bombaları sıkılması” eleştirisi CHP’nin arkaik kodlarını tekrar gün yüzüne çıkarmıştır.

MHP ve CHP: Farklı Renkler, Aynı Zihniyet

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sağlık durumunun bile gizlenmesi, devlet içindeki karanlık ilişkileri akla getiriyor. Kürt halkına yönelik nefret söylemiyle bilinen MHP, CHP ile aynı milliyetçi refleksleri paylaşıyor. “Kürt halkının dili dahi hâlâ meclis te bilinmiyen dil diye zabıtalara girerken kimin aslında ne kadar kirli bir akla sahip olduğu aşikâr  bir gerçeklikle ortadayken” bu zihniyet, aslında sorunu çözmek bir yana, daha da derinleştiriyor.  CHP’nin “ilerici” olduğunu iddia eden kesimleri bile, Kürtlerin temel hakları söz konusu olduğunda milliyetçi söylemlere sarılabiliyor. Bu durum, Türkiye solunun da Kürt meselesinde samimiyetsiz olduğunu gösteriyor.  

“Kürt Halkına “Bölücü” Diyenler asıl bölücülerdir

Kürtlerin anadilde eğitim, özerklik veya eşit yurttaşlık talepleri “bölücülük” olarak nitelendirilirken, faşizmin Kürt söylemleri, asıl bölücü politikadır. Kürtlerin maruz kaldığı ekonomik, siyasi ve kültürel ayrımcılık, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engeldir.  

Demokratik ve Eşitlikçi Bir Mücadele Şart

Kürt halkının talepleri, meşru ve insani haklardır. CHP ve MHP’nin Kürt düşmanlığı üzerinden siyaset yapması, Türkiye’yi çıkmaza sürüklüyor. Gerçek bir demokrasi için:  

– Kürt kimliği tanınmalı, anadilde eğitim hakkı verilmeli,  

– Devlet şiddeti son bulmalı, Newroz katliamları gibi acılar unutulmamalı,  

– Siyasi partiler, Kürt halkının temsilcileriyle eşit koşullarda diyalog kurmalıdır.  

Kürt halkı, MHP neyse CHP’nin de aynı olduğunu görüyor. Artık samimiyet ve adalet zamanı!