YUSUF K.
Örgütlenmiş bu küçük grubun gözüpek ve gerçekten cesur yürüyüşü o kadar hızlıydı ki bekleyen kalabalık, düşmanlarıyla başa çıkma şanslarının olmadığını anlayıp gözden kayboldular. Öfkeyle bir araya gelip yumruklarını havaya kaldırdıklarında ise çok geç kalmışlardı.”
[Stefan Zweig-Dünün Dünyası]
Hepimiz aynı “şimdi”yi paylaşıyoruz. 2000’lerin ilk çeyreğini geride bırakmaya hazırlanırken her yeni krizin, geçmişin tetiklediği bir “çözülme”ye eklendiği, çok katmanlı bir anormallik yıkımından geçerek yaşıyoruz. Bu manzaranın ortasında manidar bir şekilde faşizmin yeni bir türü ortaya çıkıyor: Örgütsel biçimleri öyle hızla değişiyor ki bu konu üzerine yazılmış herhangi bir makale/kitap/hipotez anında tarih olma riski taşıyor.
- Sponsorlarımız -
Ters Köşe Akademya: Kehanetler Çöplüğü!
Devlet ve şirketlerin bilgi üzerindeki tekelini kıran dijital çağın başlamasıyla, elitler kamuoyunu bir daha asla Hitler ve Mussolini’nin yaptığı şekilde manipüle edemez sanılıyordu. 2008 gibi geç bir tarihte tarihçi Giuseppe Finaldi, Mussolini’yi konu alan bir üniversite ders kitabında şöyle yazabiliyordu: “Faşizmin bugün söyleyecek çok az şeyi var ve onun takıntılarının pek çoğu artık sadece absürt değil, aynı zamanda anlaşılmaz görünüyor.” Faşizm hakkındaki gerçeği böyle kaydettiğimiz için onun bir daha asla yeniden ortaya çıkamayacağını varsaydık.
Hayatını Holokost’u inkâra adamış olan Fransız neofaşist Maurice Bardeche, 1961 gibi erken bir tarihte faşizmin farklı bir biçimde geri döneceğini öngörmüştü:
“Farklı bir isimle, farklı bir yüzle, geçmişten kalma tasarılara ihanet eden tek bir şey taşımaksızın, tanımayacağımız bir çocuk suretinde ve genç bir Medusa başı ve Sparta Nişanı’yla yeniden doğmuş olacak.”
Bardeche, faşist projenin özünün fırtına birlikleri ve işkence hücreleri değil; fakat onun “insan ve özgürlük” anlayışı olduğunda ısrar etmişti. Bugün YouTube, Facebook veya Twitter’da ne arıyor olursanız olun, faşizmin insan ve özgürlük anlayışı yalnızca birkaç tık uzağınızdadır.
- Sponsorlarımız-
O halde bir kuşak tamamen yanıldı. Sonunda anlaşıldı ki faşizm, 1930’ların Avrupası’nın özgül sınıfsal dinamiklerine dayanmıyordu. Onun üretimi için kitlesel işsizlik yaşanmasına gerek yoktur. Savaş mağlubiyetine veya devlete ait radyo istasyonlarının varlığına bağımlı değildir. O, “kapitalizmden kaynaklanan sistem arızasının yinelenen bir semptomudur.”
Ve faşizmin dayandığı can alıcı başarısızlık, ekonomik değil, ideolojiktir. Normal zamanlarda kapitalizm, edilgen ve yaygın bir inanç sistemiyle sürdürülür. Basitçe, yaşamlarımızı sürdürmek için piyasaların müdahalesiz işlediğine, hükümetin adil ve insaflı olduğuna, çok çalışmanın ödüllendirileceğine inanmamız gerekir; öyle ki teknolojik ilerleme sürdükçe hayat, biz ve çocuklarımız için daha iyiye gidecektir. Bu inançlar, birlikte ele alındığında, bir ideoloji oluşturur. Günlük deneyimimiz yoluyla onları tekrarlar ve pekiştiririz: İşyerinde, evde, stadyumda, plazada, mahallede ve her yerde.
Faşizm; günlük ideolojiye olan inancımız buharlaşıp yerini hiçbir ilerici alternatif doldurmadığında hâkim olur. Ancak bu, farklı türden bir ideolojidir: Yalnızca savaşa, kurban etmeye ve soykırıma ilişkin olağandışı deneyimler yoluyla insanların kafasında pekişebilir ve tekrarlanabilir.
- Advertisement -
Karakteristik olarak tarihçiler, faşizmi üç bakış açısından çalıştılar: Bir ideoloji, bir hareket ve bir rejim olarak. Bu üç bakış açısının her biri kabul edilebilir olmakla birlikte bu yazının önerisi; faşizmin yalnızca bir sürecin çıktısı olarak ele alındığında bütünüyle anlaşılabileceğidir: Bilhassa, milyonlarca insanın hayatını karışıklık içinde bırakıp öz saygılarına gölge düşüren, bir dizi yalana inanmaları için özlem yaratmakla kalmayıp onları bizatihi bu yalanların yaratılması ve yayılmasının etkin bir parçası kılan bir sürecin.
Faşizmin mevcut gücü oy sayılarıyla ölçülemez: Pek çok Batı ülkesinde faşistler, genellikle sağ popülist partilere oy verir, hâlihazırdaki bağlantıları ve siyasi alanı kullanmayı tercih eder. Beri yandan, gücü düzenlediği sokak seferberliklerinin boyutuyla da değerlendirilemez: Gerçek seferberlik internette gerçekleşmektedir. Şu an için, faşizmin gücü en iyi şekilde, sosyal medya yoluyla hızla yayılan fikirlerinin popülerliği yoluyla değerlendirilir.
Söz konusu fikirlerin bu şekilde yayılıyor olmasının nedeni açıktır. Geçtiğimiz çeyrek yüzyıl boyunca serbest piyasa ekonomisi başarısız olurken, küreselleşme felakete doğru giderken; iklim değişikliği, önceliklerimizde radikal değişiklikler yapmamızı gerektirirken ve Covid-19 pandemisi ekonomik ve jeopolitik gerilimleri artırırken, sayısız insan için dünyaya anlam kazandıran ideoloji toza döndü. Onun ikamesi olarak faşizm, ırkçılığa, mizojiniye ve şiddete dayalı yeni bir Ütopya sunuyor.
Sonuç Yerine… Geçmiş Yüzyıla Bakmak
Yirminci yüzyıldan öğreneceğimiz bir ders varsa şu olmalıdır: Faşist düşünme biçimi, milyonlarca insan tarafından bir kere benimsendiğinde topyekûn yıkım dışında hiçbir şey onları tatmin etmez. 1945’te Treblinka ölüm kampı mevkinden haber yapan gazeteci Vasili Grossman, biz gelecek kuşaklara şunu söyledi:
“Her erkek ve kadın, bugün vicdanlarında, anavatanlarına ve bir bütün olarak insanlığa karşı, kalp ve akıllarının tüm gücünü şu soruları cevaplamaya adamak zorunluluğunu hissediyor: Irkçılığı doğuran nedir? Faşizm’in hortlamaması için nasıl bir önlem alınabilir?”
O, bizden faşizmin ne kadar kötü olduğunu, maliyetinin ne kadar büyük, fikirlerinin ne kadar mantıksız olduğunu değil, ona neyin neden olduğunu düşünmemizi istiyor. Verdiği cevapsa bugün olmakta olanın kalbine gidiyor:
“Hitler, Mussolini ve takipçilerinin inşa etmeye çalıştığı şey, emperyalist istisnacılık fikridir: Irksal, ulusal ve başka her türden istisnacılık. Bu istisnacılığa verilebilecek başka bir ad ‘ÜSTÜNLÜK’ olabilir.”
Tarih boyunca insanlar, İnsan’ın kendini özgürleştirme olasılığına inandı. Bu, tüm hümanist dinlerin alt metni, Aydınlanma’nın aşikar projesi, Anarşizm’in iddiası ve Marksizmin ilan ettiği temel hedefti. Faşizm; bunun gerçekleşmesine dur deme girişimi, bir insanlık karşıtı kanser-barikattır.
Faşizmi anlamak için bir teori gerekir; bu işi onun yerine bir olgular toplamı göremez. Ancak bugünün aşırı sağının yeniden doğuşuyla birlikte son 70 yılda üretilmiş neredeyse her faşizm teorisi revizyona ihtiyaç duyuyor.
Yusuf K.
4 Mart 2024