Yezidi Kutsal Eserleri: Mushafa Reş ve Kitab El Celve
Ezidiler, “Tanrı Ezda tarafından, özenle yaratılmış” Âdem soyundan, seçilmiş bir halk, arı bir ırk, kutsanmış bir topluluk, olduklarına inanıyorlar ve günlük yaşantılarını da, inançsal yaşantılarını da, buna göre sürdürüyorlar.
Ezdi inancında, Peygamber ve Peygamberlik makamı, kavramı yoktur. Tanrı istediğinde, her an, kullarına ulaşabilmekte, söylemek istediklerini, kullarına, bir aracı bulundurmadan, aktarabilmektedir.
Ezidiler, diğer ulusların, toplulukların ve ırkların aksine, Âdem soyunun, kadın soyu karışmamış, saf ve seçkin, tek temsilcileri olarak, Beyaz İncinin içinden çıkan, Şahid bin Car ve dişi melek soyundan olduklarına inanıyorlar.
- Sponsorlarımız -
Ezidiler, ayrıca kendilerini, kutsal ışığın çocukları ve Tanrısal ateşin bekçileri, Melek Tavus’un inancının devam ettiricileri, dahası tek sahipleri ve Tanrı Ezda’nın, günahsız, kızıl, kınalı kuzuları olarak, tanıtırlar. Onlar kutsal ateşin sahipleri ve Ezda’nin, korunan, kutsal ağılındaki kınalı kuzularıdır.
Ezidilerin birçoğu, Şam’dan gelerek Lalîş’e yerleşen Şeyh Adiy’nin, Tanrı Ezda’dan vahiy “Fısıltı” aldığını, kabul ediyorlar. Şeyh Adiy’nın, dağılmak, yok olmak üzere olan, “Tanrı Ezda” inancını, Melek Tavus öğretilerini, yeniden toparlayarak metodik ve kurumsal bir hale getirdiğine, inanıyor, Melek Tavus’un da, bu görevi yerine getirmesi için, Şeyh Adiy’nin bedeninde, cisimleştiğine inanıyor.
Ezidi’lik inancında, kıyamet ve ahiret inancı gibi, sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı, söz konusu değildir. İnsanın inanışına ve dünyevi yaşayışına göre, Dünya istenirse, Cennete de, Cehenneme de dönüşebilir, dönüştürülebilir. Bu, ancak kişinin yaşam biçimine, Ezidi kurallarına uymasına ve düşüncelerine bağlıdır.
Melek-i Tavus, Dünyasal bütün bu işlerin, denetleyicisi ve Tanrı Ezda’nın da bu Dünya’daki gölgesidir. Bundan dolayı, Melek-i Tavus’u, “Şeytan” lanetlenmiş, kovulmuş biri olarak değil, Tanrı Ezda’nın Dünya’yı biçimlendirme, görevi ile görevli olarak görürler.
Dünya da, masum ve mazlum ırklara, doğruyu ve yanlışı göstermek, Tanrısal “nur’u,” ışığı sahiplenmek ve korumak için, gönderdiği bir elçi olarak görüyorlar.
- Sponsorlarımız-
Bu yüzden de, yaratıcı Melek-i Tavus için kullanılan “Şeytan, lain, lanetli, şat, düşkün” adını hiç kullanmıyorlar. Tavus Melek adına yapılan, bu suçlamaları, bu aşağılamaları, asla kabul etmiyorlar.
Ayrıca Ezidilikte, Gökyüzündeki Yıldızlara, tanrıların suretleri olarak bakılır ve kutsanır. Ve her gök cismi, her bilinen, tanınan yıldız, Tanrı Ezda’nın, Melek Tavus’a yardımcı olsunlar diye yarattığı, bir melek adı ile adlandırılır, öyle bilinirler.
Tanrı Ezda’nın, Gökyüzündeki cisimlerin en büyüğü ve en parlağı olarak, yarattığı Güneş, Dünyasal canlı hayatın kaynağı ve ayni zamanda, Ezidilerin de, dönüp ibadet ettiği, gönül kıblesidir.
- Advertisement -
Ezidilikteki “Melek Tavus” inancı, barındırdıkları, bazı ritüeller ve figürler ile eski Mitraizm dini ve Zerdüştlükten etkilenmiş görünmektedir. Günümüzde Ezidiler oldukça kapalı ve geleneklerine bağlı olarak, binlerce yıllık kültürlerini devam ettirmektedirler.
Kuşlara ve yılanlara olan hürmetin, saygı ve inancın, yaklaşık, altı bin sene öncesine dayanan, kuşa, yılana ve onların güçlerine tapınan, pagan inançlardan gelmiş olması, oldukça muhtemeldir.
Dahası, Ezdi inanışında, kendini de, yaratan Tanrının, suretlerinden birisi de, renkli bir horoza benzeyen Tavus kuşudur.
Yetmiş üç egemen fermanından “kimilerine göre yetmişaltı” ve soykırımdan geçen, Ezidi toplumu inancına göre, bu Dünya, Tanrının özenle yaratıp, insanlara bağışladığı, öz yurdudur. Her canlının da, ortak malıdır. Bitkiler ve hayvanlarda dâhil yaratılan her can, her canlı, yaşam için gereklidir ve kutsaldır.
Her bir canlının, cismin varlığın, yaratılmış olmasının da, bir sebebi, bir amacı, bir gerekçesi vardır. Yerde ve gökte hiçbir şey, hiçbir varlık, hiçbir canlı bir gerekçesi olmadan yaratılmamıştır.
Yaşam ve Evren, Evrenin tüm nimetleri tümü ile canlılara, Tanrı Ezda tarafından bağışlanmış, sonsuz bir ortak mirastır. Her canlı da, bu ortak mirasın, kendince paydaşıdır.
KİTAB EL CELVE VE MISHEFA REŞ
Ezdi inancının iki kutsal kitabı, Şeyh Adiy tarafından yazıldıklarına inanılan, “Mıshef’a Reş” Kara kitap ve “Kitab el Celve” Tecelli kitabıdır. Ancak, iki kutsal kitabında, fermanlar, soykırımlar, talanlar ve göçler sırasında ve aradan geçen zamanda, kayıp olmuş olması, birbirinden çok farklı yerlerde bulunan, tahrip olmuş, yıpranmış, parçalarının da, tarihlerinin belirsizliği ve imzasız oluşları, bizim Ezidi’liğin kökeni, tarihi ve inanç ritüelleri ile ilgili olarak, kesin bilgilere, belgelere, kolayca ulaşmamızı ve bunlardan yararlanmamızı, bilgiler edinmemizi, iyice zorlaştırmakta, oldukça da, engellemektedir.
Bu durumda, biz de, ancak Ezidi ulularının, Ezdi dini yetkililerinin, kutsal bilinen kişilerinin, kendi yetki ve iradeleri ile açıklayabildiklerini biliyoruz. Bu kişiler, kendi toplum yaşamları ve inançları için, sakıncasız gördükleri, çok az sayıdaki ezberlenmiş, kutsal kavillerinden ve yine kutsal sayılan sözlerinden, dua ve yakarılarından, görülebilen, görülmelerinde sakınca olmayan, gelenek ve göreneklerinden, kızlı erkekli, çocuklarının oynadığı, oyunlarından yola çıkarak, tüm bu bilgi kırpıntılarını da, birleştirerek, bir sonuca varmaya çalışıyoruz.
Doğal ve kaçınılmaz olarak da, Farklı kişilerle her temasımızda, önümüze, sık sık kendini küçük nüanslarla da olsa, küçük farklılıklarla, tekrarlayan sözler, bölümler ve anlatımlar çıkarıyor. Bunun aktarıcılar tarafından, olmuş olabileceğini düşünüyorum.
“İşte işin doğrusu budur” demek gibi, bir şansımız olmadığından, kabul edilebilir, kendi içerisinde, fazlaca çelişki arz etmeyen, kendince tutarlı, birbirlerini destekleyen, birbirlerini tamamlayan, bilgi ve belgelerin, hemen hepsini, yazmak durumunda kalıyoruz. Bu davranışımızın doğru olduğu inancındayım.
Bu tutum, bir eksiklik midir? Evet. Hem de, tümüyle, affedilemeyecek kadar büyük bir eksiklik. Bunun farkında mıyız? Evet farkındayız. Pekiyi bu durumu değiştirebiliyor muyuz? Hayır değiştiremiyoruz. Ezidi’lere ve Ezidi inancına olan saygımız nedeni ile bu eksikliğimizi de, bir kusur olarak, kabul ediyoruz.
Dikkatli ve değerli okuyucularımızın, bu durumu, mutlaka fark edeceklerini biliyor, bu konuda, bizi mutlaka bağışlayacağına olan inancımız ve okuyucumuza olan güvenimizle, yazmaya çalışıyoruz.
Ezidiliğin iki kutsal kitabından biri olan ve Şeyh Adiy tarafından, dinin, mutlak uyulması gereken kurallarının yazıldığı, kabul edilen, Mıshefa Reş “Kara Kitap” Ezidi teolojisinin, kurallarının ve yaratılış teorisinin anlatıldığı, ayni zamanda, emir ve yasaklarının da, sıralandığı bir toplumsal yaşam kitabıdır.
Teolojiye göre, Tanrı Kenan ülkesinin güneyindeki, Kara Dağa indiğinde, yaratılan Mıshef’a Reş, on iki sayfadan oluşur. Kitab el Celveden daha uzundur. Tüm Evren de yaratılışı ve doğru yaşamanın kurallarını anlatır ve bölümlere ayrılmamıştır.
İlk yarısı, Evrenin, Dünyanın ve insanın yaratılışına ayrılmıştır. Mıshefa Reş’e göre, önce Âdem yaratılmış, Âdem cennetten kovulduktan ve affedildikten sonra, ona eş olarak, Havva yaratılmıştır.
Mıshefa Reş kitabında, daha sonraki bölümlerde, Ezidi olan krallardan ve kutsal sancaklardan da, söz edilir. Bu kitap, yeryüzüne ait bir kitap olup, Ezidi’lere dair yaratılış hikâyesi, geçmişteki olaylar, inançlar, yasaklar ile Ezidi’lik te, bilinmesi ve mutlak uyulması gereken, zorunlu kuralları ve yaşam biçimini içerir.
Ayrıca Kara Kitap’ta, bazı davranışlar, bazı renkler ve bazı yiyeceklerle ilgili, gerekçeleri ile birlikte, kesin yasaklar da, yer almaktadır.
Kitab el Celve, Tanrısal açıklamaların da bulunduğu, bir kitaptır. Mıshefa Reş ile birlikte, kutsal sayılan, Ezidi inancının, kural ve kaide yollarını gösteren, iki kitaptan biridir. Kitab el Celve, Mıshefa Reş’e göre, çok daha geniş bir zaman diliminde, yazılmış olarak bilinir.
Kitab el Celve, Ezidiler’i Tanrısal irade konularında ve gelecekte olabilecekler hakkında, bilgilendiren bir tecelli kitabıdır. Tanrısal bir vahiy kitabı olan, bu kitabın içinde, bu kitabın “sadece Ezidiler tarafından okunması” gerektiği ve yabancıların eline geçmemesi, yabancılarca bilinmemesi gerektiği, bildirilmiştir. Kitap el Celve, kendi içinde, Tanrının gelecekte kulları için yapacağı, yapmak istedikleri ile ilgili olarak, beş bölümden oluşur.
Melek-i Tavus ağzından anlatılan, Tecelli kitabı, Kitab el Celve’yi, bölüm bölüm inceleyelim.
Beş bölümden oluşan Kitab el Celve;
- Bölümde, Melek-i Tavus’un Sıfatlarını, diğer yaşayan Dinlerin kitaplarının, kurallarının geçersiz olduğunu anlatır.
- Bölümde, Ölümün sadece bir kabuk değiştirme olduğunu, Reenkarnasyonu anlatır.
- Bölümde, Ezidi yaşamının kaide ve kurallarını, anlatır.
- Bölümde, Mevsimleri, kendisine inanan ve onu izleyenlere yapacağı iyilikler anlatır.
- Bölümde, Yaşantıları boyunca kendisine inananların kesinlikle kendisini simgeleyen şeylere saygı göstermesini anlatır.
- Bölüm
Ben ki, vardım, varım, sonsuza dek de, var olacağım. Tüm yaratılmışlara, hükmüm geçer, tüm olaylar ve benim gücüm altındaki varlıklarla ilgili, her şey, benim buyruğumla olur. Yerde ve ya Gökte, benim var olmadığım hiçbir yer, düşünülemez.
Beni benimsemeyen kimselerin, kendi isteklerine uygun olmadığı için, kötülük diye nitelendirdikleri tüm olaylar da, benim isteğimle olur. Her kim ki, bana ve emirlerime karşı çıkar, benim göndereceğim, büyük acılar, ondan eksik edilmeyecektir.
Başka hiçbir Tanrı benim işlerime ve yaptıklarıma karışamaz. Buna izin vermem. Ben, her neye karar verirsem, biliniz ki, o olur.
Yabancıların ellerinde bulunan, kendi kutsal kitapları, peygamberler ve havariler tarafından yazılmış olsalar bile, hükümleri kalmamıştır, artık geçersizdirler.
Bana inananlara verdiğim sözleri, yerine getireceğim. Belirli dönemler için yetkilerimi devrettiğim, akıllı ve sevgili vekillerimin, yargılarına göre, kullarımla aramdaki sözleşmeye uyacağım ya da, uymayacağım.
Olayların gelişimlerini dikkate alırım. İçinde bulunulan zamanda, yararlı olan her ne ise, onu uygularım. Benim eğitmenliğimi kabul edenleri yönlendirir ve eğitirim.
Onlar bana uymakla, benim sesime kulak vermekle, ruhlarının duyacağı sevinç ve zevklerin, mutlulukların en büyüğüne kavuşurlar.
2. Bölüm
Çok iyi bildiğim, tüm yöntemlerle, Âdemoğullarını ödüllendirir ve cezalandırırım. Yeryüzünde, yerüstünde ve altında ne varsa, benim denetimimdedir.
Öbür ırklara yardım etmeyi üstlenmem, ancak onlara iyilik yapmaktan da, uzak durmam. Hele benim seçilmiş topluluğumdan ve bana uysallıkla hizmet edenlerden, bunu hiç esirgemem. Alan da, veren de, benim. Zengin eden de benim, fakir eden de. Mutlu eden de benim, mutsuz eden de.
Benim irademe ve işlerime karışmak ve herhangi bir insanı, denetimimden çıkarmak hakkına ve yetkisine sahip, hiçbir kimse, hiçbir güç yoktur.
Bana, engel olmaya çalışanların üzerine, belalar, acılar ve hastalıklar yağdırırım. Kim benim buyruklarıma uyarsa, öbür insanlar gibi, ölüp yok olmaz. Ben istersem, ruhunu başka bir bedenin içine sokarak, onu bu Dünya’ya, iki kez, üç kez, ya da daha fazla kez, geri gönderirim. Gönderebilirim.
Bu, benim evrensel yasamdır.
3-Bölüm
Ben, kitap göndermeksizin de, doğru yolu gösteririm. Sevdiklerime ve benim öğretilerimi benimseyenlere, gizli araçlarla doğru yolu gösteririm.
Uyulmasını istediğim kurallar, asla sıkıcı ve bunaltıcı değildir. Koşullara ve zamana göre belirlenmiştir. Kurallarıma karşı çıkanları, öbür Dünyalar da olsa da, kesinlikle, cezalandırırım.
Âdemoğulları, yapılması istenen şeyleri bilmezler, bu yüzden, sık sık yanlışlığa düşerler. Yerde yürüyen ve sürünen hayvanlar ve gökte uçan kanatlı tüm hayvanlar, denizdeki balıklar da, dahil, hepsi benim yönetim ve denetimim altındadır.
Her kim ki, bana dürüstçe yürümezse, bilsin ki, ben kendim belirleyeceğim bir zamanda, onu cezalandıracağım ve başladığı yere geri göndereceğim.
4. Bölüm
Mevsimler, üçer aylık bölümlerden oluşan, dört tanedir, unsurları da, dört tanedir. Her birisi, kendince bir değişim ve yenilenme çabasındadır. Bunları ben, bütün yarattıklarımın, yıllık ihtiyaçlarını gidermeleri için, ardı ardına, sıraladım ve bağışladım.
Ezidi inancı dışındaki yabancıların kutsal kitapları, ancak benim kurallarıma uygun oldukları, bana karşı çıkmadıkları ölçüde, tarafımdan kabul görürler. Yine de bunlar, çoğunlukla, beni sevmeyenler tarafından bilerek, saptırılmışlardır.
Benim gizlerimi, benim sırlarımı, açığa vurmayanlar, beni her zaman ananlar için, ödüllendirme konusundaki sözümü tutacağım. Benim uğruma, acı çekmeye katlananları, kuşku duyulmasın ki, benim bildiğim Dünyalardan birinde, mutlaka ödüllendireceğim.
Ey siz benim koyduğum, benim kurallarıma uyanlar! Benim tarafımdan iletilmeyen düşünceleri, kafanıza sokmayın.
Yabancıların yaptığı gibi, sakın adımı, ya da bana yakıştırılan adları, ağzınıza almayın, yoksa günaha girersiniz. Çünkü bu konular sizin kavrayışınızın üzerindedir.
5. Bölüm
Beni simgeleyen şeylere ve resimlere, saygı gösterin. Çünkü onlar size, benim kurallarıma aykırı olacak, davranışlarınızı hatırlatacaktır.
Yardımcılarımın buyruklarına uyun ve sözlerine kulak verin ki, benden aldıkları, sizin bilmediğiniz, öte dünya bilgisini, size iletsinler.