ALAATTİN DİKMEN-İKRAM FİLİZ
Irak’ın Kuzey bölgesinde yaşayan Kürtlerin, İslam dininin temel kaynaklarından aldıkları çeşitli kıstasları sosyal yapılarında ve örgütlü mücadelelerinde kullanma gayretleri Osmanlı dönemlerinden başlayarak Osmanlı sonrasında da devam etmiştir. Ama bölgede kayda değer düzenli ve örgütlü dini hareketler, İhvan-ı Müslim’in 1940’lı yıllarda Şeyh Mahmut esSavvaf gibi simalar üzerinden yürüttüğü faaliyetlerle daha bir görünür olmuştur (Abdulhemid, 2011: 111). Irak hükümeti, milliyetçi ve seküler düşünen/yaşayan Kürtler’e 1970’li yıllarda KDP ile bir anlaşma imzalayarak belirli haklar tanımıştır. Ancak aynı dönemde süreç Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketi için iyi geçmemiştir. Zira Baas rejiminin baskıları 1970 yılından itibaren giderek artmıştır. Hareket, bu baskı sürecinin çok fazla uzamayacağını düşünmüş, faaliyetlerini kısmen dondurur gibi yaparak kendini gizleme ihtiyacı duymuştur. Ama süreç beklenilenin aksine uzamış ve hareket ciddi oranda zayıflamıştır (Abdulhemid, 2011: 360).
İhvan-ı Müslim’inin Kuzey Irak’ta yeniden güçlenmesi ancak İran İslam Devrimi’nin gerçekleşmesinden sonra mümkün olmuştur. Badinan ve Erbil gibi Barzani’nin nüfuzu altında bulunan bölgelerde İhvan düşüncesini referans alan ve Yekgirtu adını alan bir oluşum ve hareketlenme ile coğrafyada tekrar boy vermiştir. O zamandan itibaren faaliyetlerini sürdüren hareket 1992 yılında Birleşmiş Milletlerin gözlemciliğinde Kürt bölgesinde gerçekleştirilen seçimlere birçok dini söylemli gruplarla birlikte İslami Hareket listesi adı altında katılmıştır (elBaziyani, 2008: 7).Seçimler neticesinde İslami Hareket oy oranı olarak KDP ve KYB’nin ardından üçüncü sırada yer almıştır. İslami hareket listesi içerisinde en güçlü grup ise Yekgirtu olmuştur. Bu sonuçlara bakarak diğer gruplardan daha güçlü olduğunu gören Yekgirtu sonraki süreçlerde bağımsız hareket etmiştir. Nitekim seçimlerden sonra 1994 yılında hareket, parti hüviyetiyle aldığı yeni pozisyonu resmi olarak ilan edilmiştir (el-Baziyani, 2008: 80). Yekgirtu, en son 2013 yılında yapılan seçimlerde İslami söylemler kullanarak seçimlere katılan diğer üç İslamcı partinin aldığı toplam oydan daha fazla oy almış ve on milletvekili çıkarmıştır. Böylece bölgede Kürtler için ayrılan yüz sandalyenin onunu Yekgirtu elde etmiştir. Diğer İslamcı partilerden Komeleyi İslam altı milletvekili ve Bizotnava bir milletvekili çıkarabilmiştir. Böylece son seçim sonuçlarıyla Yekgirtu hareketi kendisini İslami parti olarak deklere eden üç partinin en güçlüsü olarak konumunu güçlendirmiştir.
Partinin İlkeleri
- Sponsorlarımız -
Hareket kendisini bazı ilkeler üzerinden ifadeye çalışmaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir.
İttihad-ı İslam Partisi (Yekgirtu) İslam’ı, insanların bireysel ve toplumsal haklarını garanti altına alan ilkelere sahip bir hayat olarak görüp kabul etmektedir (Torlak, 2006: https://groups.yahoo.com/neo/groups/ milligorusculer/conversations /topics/ 1424).
İslam’da düşünce özgürlüğü, İslami değerler çerçevesinde siyasi açıdan çoğulcu olmayı gerektirir. Kur’an’da; “Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. Oysa (insanlar) hala ihtilaf içerisindedir” (11/118) ayetiyle açıklıkla ifade edildiği gibi insanlar ilahi bir imtihan surecindedir. Öyle ise her insana kendi seçimini yapma hakkı tanınmalı; insanlara davet ulaştırılırken her türlü baskı ve şiddetten uzak durulmalıdır. Kürt halkı da bir halktır ve İslam ümmetinin bir parçasıdır; Müslüman halkların sahip olduğu hakların hepsine Kürt halkı da eşit şekilde sahiptir. Değilse bile diğer Müslüman halklar gibi her türlü haklara sahip olmalıdır(elBaziyani, 2008: 16). Bu noktada federatif yapılanma bir noktaya kadar bölgedeki Kürtlerin haklarını tanımanın en doğru yoludur (el-Baziyani, 2008: 50). Şura ilkesi, yönetimde adaleti tesis etmeyi gerektirdiği gibi genel özgürlükleri de korur. Bu ilke özellikle partinin demokrasi vurgusu göz önünde bulundurulduğunda önemlidir. Yekgirtu açısından şura ilkesi aslında demokrasi ile paraleldir. Diğer İslami partilerin demokrasi vurgusu olmamasına rağmen Yekgirtu’da demokrasi, grubun broşürlerinde ve idari yapılanmasında güçlü bir şekilde ön plana çıkmaktadır. Bundan dolayı kişi yahut parti diktatörlüğüne dayalı yönetim kabul edilemez. Yönetim tarafların isteklerini dikkate alarak demokratik teamül ve usullere göre hareket etmek zorundadır. Zaman zaman bazı toplumlarda görüldüğü üzere diktatörvâri yapıların ortaya çıkmaması için şunlara önem verilmelidir:
Yönetim, Allah’ın yasalarına uymalı,
Yönetim halkla yakın ilişkide olmalı,
- Sponsorlarımız-
Allah’tan başkasına boyun eğmeme üzerine genç nesil yetiştirilmeli,
Yönetim halktan kopmamalı,
Mahkemeler bağımsız olmalı,
- Advertisement -
“Emr-i Bi’l Maruf” ve “Nehy-i Ani’l mûnker” müessesesi oluşturulmalı,
Vatandaşlara, yönetime nasihat etme hakkı tanınmalıdır.
Yekgirtu Bir Islah Hareketi Olarak Düşünülebilir mi?
Yekgirtu açısından halk demokratik yöntemle kendi yönetimini belirleme hakkına sahiptir. Bu yüzden halkın tercihlerine önem vermek gereklidir. Bunun için de yol ve yöntem olarak bir tür ıslah çizgisi benimsenmelidir. Şiddet reddedilmeli ve ıslah hayatın her alanında zora dayalı olmayacak bir tarzda gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır. Islahatların yapılacağı alanlar da şöyle belirlenmiştir (el-Baziyani, 2008: 24).
- Siyasi alanda ıslahat yapılmalıdır. Bu çabalar diktatörlüğü engelleyici bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Ferdin değil halkın maslahatı siyasal yönetime yansımalıdır.
- İdari alanlar ile kamu hizmetlerinin yürütülmesi konularında, ayrımcılığı reddeden ve halkın yararını gözeten ıslahatlar olmalı ve kanunlarla korunmalıdır.
- Yolsuzlukla ilgili ıslahatlar yapılmalı ve mücadele edilmelidir.
- Siyasi partilerin demokratik işleyişe tabi olacakları şekilde düzenlemeleri içeren ıslahatlar yapılmalıdır. Siyasi partiler ve iktidar arasındaki ilişkiler hukuki bir temel üzerinden kurulmalı kişi ve parti diktatörlüğüne karşı olunmalıdır.
- Eğitim ve öğretim alanında ıslahatlar yapılmalıdır.
- Toplumsal alanda ıslahatlar yapılmalıdır.
- Gençler ve onlarla ilintili toplumsal ve bireysel alanlar da ıslah çabalarına dâhil edilmelidir. Gençliği sosyal, kültürel ve sağlıkla ilgili aşınmalardan koruyucu tedbirler alınmalı ve ıslahatlar bu çerçevede yürütülmelidir.
- Kadın konusunda da ıslahatlar söz konusu olmalıdır. Bir kadın sorunu vardır ve bu sorunu çözmek için de toplumsal ve siyasal alanda ıslahatlar için çalışılmalıdır.
- Ekonomi alanında ıslahatlar yapılmalıdır.
- Yasaların güvencesi konumunda olan yargı alanında ıslahatlar olmalıdır. Yargı kamu hukukunun ve özgürlüklerin güvencesidir ve adaleti tatbik etmek zorundadır.
Kendisiyle mülakat imkânı bulduğumuz ve aynı zamanda kadın konusu üzerinde uzmanlık çalışmaları yapmakta olan Yekgirtu’nun kadın milletvekilinin de vurguladığı gibi hareket/parti aile ve kadın meselesi üzerine daha bir ciddiyetle eğilmektedir (Birwari, 2013). Bu yönüyle Yekgirtu hareketinin kadın konusunda diğer İslami gruplara göre daha aktif bir pozisyonda olduğu söylenebilir. İttihadı İslam’ı tanıtan broşürde yer alan ikinci maddede belirtildiği gibi Hareket, mücadele alanını özelde Kuzey Irak ve genelde Irak ile sınırlamaktadır. Bu durum biraz da İslam’ı referans alan yerel oluşumların henüz kendi kurumsal yapılanmalarını gerçekleştirememiş olmaları ve geleceklerine dair siyasal otoriteler karşısında net ve açık bir güven durumunun oluşmamış olmasından kaynaklanmaktadır denebilir. Yekgirtu anlayış, tarz ve kabullerini, özgürlük, kardeşlik ve adalet kavramları etrafında gelişen ve şekillenen 43 maddelik bir prensipler kataloğu ile kamuya deklare etmiştir (Yekgirtu, 2012: 1). Yekgirtu, İslami emir ve yasakların yasaların temelini oluşturması gerektiği düşüncesiyle diğer İslami partilerle aynı çizgide yer almaktadır. Fakat bu ilkelerin nasıl uygulanacağına dair olan kısmında yöntem olarak diğer gruplardan ayrılır. Sivillik ve demokrasi vurgusu, kendisini ılımlı olarak nitelemesi, cihatçı bir grup olarak görülmemesi ve onlarında böyle bir tanımlamayı reddetmeleri, tebliğ ve davet çalışmaları ile faaliyetlerinin ıslah temelli olması gerektiği düşüncesi Yekgirtu’yu diğer İslami gruplardan ayırmaktadır (Ebdulhalik, 2009: 347).
Hareketin bugün Kuzey Irak yerel parlamentosunda ve Irak merkezi yönetimlerinin parlamentosunda milletvekilleri vardır. Kuzey Irak bölgesinde bakanlıklar elde etmiş bir hareket olarak Muhammed Ferec liderliğinde siyasi ve toplumsal alanlarda faaliyetlerini sürdürmektedir. Toplumsal alanda insani yardım faaliyetleri, İttihad-ı İslam Partisi’nin 2013 seçimlerinde diğer İslamcı eğilimleri olan partilerden daha fazla oy alarak on milletvekilliği elde etmesi, üniversite öğrencileri arasında kabulünün giderek yaygınlaşması gibi etmenler dini kaygılarla hareket eden Kuzey Irak Kürtleri ve diğer seçmenleri için Yekgirtu hareketini sahici bir seçenek kılmaktadır.
Yekgirtu stratejisini şu maddelerle açıkça ifade etmektedir:
- Kürdistan (Kuzey Irak) halkı için Anayasa müktesebatını geliştirmek ve federal devletten geleceğini tayin etme hakkına onları yükselterek bağımsız bir devlete ulaşma amacı gütmek,
- Vasat İslam anlayışını geliştirmek, İslami yardımlaşma projeleri oluşturmak ve davet çalışmalarını kitlesel ve sivil kurumlar aracılığıyla sağlamak,
- Kürdistan halkının sorunlarını çözmek ve onlara faydalı olmak için bölgedeki siyasi güçlere ve İslami yapılara destek vermek,
- Irak ve Kürdistan’da köklü ve kapsamlı ıslah kurumlarını oluşturmak,
- Servetin Kürdistan’daki tüm bölgelere adil bir şekilde dağılması gerektiğini savunmak,
- Gelişmiş bir toplumsal yapı oluşturmak, yüce değerler, müsamaha ve birlikte yaşama ruhunu uygulamak için çalışmak,
- Bireylerin aktif olması için onları hazırlamak ve eğitmek bunu da halkın genel kabulleri ve belli hedeflerle Yekgirtu’nun iç düzeni ve ilkelerine göre gerçekleştirmek,
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 17, Eylül 2015, s. 256-282