Carl Tanzler, tıbbi bir skandal ve ahlaki ihlal örneği olarak tarihe geçen ilginç bir şahsiyettir. Tanzler, 1877 yılında Almanya’nın Dresden şehrinde doğmuştur. İlk olarak denizaltı inşaat mühendisi olarak çalışmaya başlamış, daha sonra ABD’ye göç etmiştir.
Tanzler, Florida Key West’e yerleştikten sonra, yerel bir hastanede radyoloji teknisyeni olarak çalışmaya başlamıştır. Bu dönemde, hayatı değiştirecek olaylar zinciri başlamıştır. Tanzler, hasta olarak tedavi etmeye başladığı genç bir kadın olan Elena de Hoyos ile karşılaşmıştır.
Elena, güzelliğiyle dikkat çeken genç bir kadındı ve Tanzler ona ilk görüşte aşık oldu. Ancak, Elena tüberküloz hastasıydı ve 1930’larda bu hastalık tedavi edilmesi zor ve ölümcül bir hastalık olarak kabul ediliyordu. Tanzler, Elena’yı tedavi etmek için elinden geleni yapmış, ancak tüm çabalarına rağmen Elena 1931 yılında hayatını kaybetmiştir.
Elena’nın ölümü, Tanzler’i derinden etkilemiş ve tuhaf bir takıntıya dönüşmüştür. Elena’nın ölümünden sonra, Tanzler cenaze törenine katılmış ve onu son kez görmek için mezarına gitmiştir. Ancak Tanzler, Elena’nın cesedini toprağa gömülmesine katlanamamış ve onu çalmıştır.
- Sponsorlarımız -
Tanzler, Elena’nın cesedini kendi evine götürmüş ve burada gizlice saklamıştır. Cesedi mumyalamış, plastik ve dökme parçalarla restore etmiş ve peruk takarak ona saç takmıştır. Ayrıca, Elena’nın mumyalanmış cesedini kendi yatağında uyuyormuş gibi düzenlemiştir. Tanzler, ölü bedeni yıllarca saklamış ve ona karşı cinsel istekler duymaya başlamıştır.
Bu sapkın ilişki, yaklaşık yedi yıl boyunca devam etmiştir. Ancak 1940 yılında Tanzler’in komşularından biri durumu fark etmiş ve yetkililere haber vermiştir. Tanzler tutuklanmış ve duruşmaya çıkarılmıştır. Dava, büyük bir medya ilgisiyle karşılanmış ve geniş çapta tartışılmıştır. Tanzler’in psikolojik durumu ve sapkın davranışları dikkate alınmış olsa da, yasalar ölülerin saygı gösterilmesini gerektirdiğinden, Tanzler suçlu bulunmuş ve aklandıktan sonra Almanya’ya dönmüştür.
Carl Tanzler, skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte kamuoyunun ilgisini çeken bir figür haline gelmiştir. Olay, sapkın bir obsesyon ve ahlaki ihlal örneği olarak değerlendirilmiş ve tıbbi etik ve insanlık normlarına aykırı olduğu vurgulanmıştır. Carl Tanzler’ın yaşamı ve bu olay, tarihte eşine az rastlanır bir saplantı örneği olarak hatırlanır.